4 Eylül 2015 Cuma

Ensest Nedir Ensest Mağdurlarının Yaşları ve Ensest İlişkiye Zorlanan Kişiler

Nüfusbilim Derneği, ensest sorununu tüm boyutlarıyla saptamak, konuya dikkat çekerek farkındalığı artırmak amacıyla Birleşmiş Milletler Dünya Nüfus Fonu işbirliğiyle Adana, Ankara, Diyarbakır, Erzurum ve İstanbul ilerinde yürütülmüş olan araştırmanın sonuçlarını 23 Haziran 2009 tarihinde kamuoyu ile paylaştı. Ensest nasıl açığa çıkıyor, neden gizli kalıyor? Ensestin açığa çıkmasıdan sonra hangi sorunlar yaşanıyor, mağdur yaşadığı şeyi niçin dile getirmez? Ensest evin dışına çıktığında: Bağırsa dünya duyar mı? Soruşturma ve yargı sürecinde yaşananlar, ensest sonucu doğan bebekler… Nüfusbilim Derneği ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu tarafından hazırlanan “Türkiye’de Ensest Sorununu Anlamak” raporunun yanıt aradığı sorulardan birkaçı… Saha çalışması Adana, Ankara, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul ve Kocaeli’de gerçekleştirilen rapor; ensest vakaları ile farklı alanlarda karşılaşan rehber öğretmen, sınıf öğretmeni, psikiyatr, çocuk doktoru, çocuk cerrahı, adli tıp uzmanı, halk sağlığı uzmanı, ebe, polis, hâkim, savcı, avukat, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, sosyolog ve sivil toplum kurumu çalışanlarından oluşan toplam 98 kişi ile yapılan derinlemesine görüşmelere dayanıyor. Ensest sorunuyla karşılaşan farklı meslek ve kurumlarda çalışan kişilerin deneyimlerini, çözüm arayışlarını ve önerilerini kamuoyuna iletme amacı taşıyor. 3-4 Yaşında Başlayıp… “…bir babanın kızıyla 7 yıl süren ensest ilişkisi olmuştu. Hatta kızın âdet düzenlerini takip edecek kadar ileriye götürdüğü bir ilişki. Ve kız iki kere gebe kalıyor. Gebeliği sonlandırıyor bir şekilde baba. Kürtaj yaptırtıyor… 10′lu yaşlara yakın başlıyor” “…şahsın 5 kızı var. Her bir kızını 3 veya 4 yaşından itibaren istismara başlıyor. Bu çocukları 9-10, yani cinsel anlayışa yakın veya bilinçli, o anlamda bilgi sahibi olmaya geldiği noktada bırakıyor, bir diğerine başlıyor. Bu şekilde 5 çocuğunu da ayrı ayrı taciz etmiş.” Ensest Ne Demek? Amerikan Sağlık, Eğitim ve Koruma Bölümü’nün 1980′deki tanımına göre; ensest, aile içinde ana-baba figürüne, gücüne ve otoritesine sahip kişilerin çocuğu cinsel anlamda istismar etmesi olarak kabul ediliyor. Son çalışmalarda üzerinde birleşilen tanıma göre ise ensest; birbiriyle evli olanlar dışındaki aile üyeleri arasında sözlü-sözsüz, fiziksel, görsel, her türlü erotik davranış… Bu araştırmada Türkiye’deki toplumsal, hukuksal ve dinsel kuralları dikkate alarak mümkün olan en geniş ensest tanımı yapılıyor. Ensest için kabul edilen taciz, taciz edenin cinsel uyarılması ya da tatmini için çocuğa veya gence yönelmiş her türlü fiziksel ya da fiziksel olmayan davranışı içeriyor. Araştırma çerçevesinde taciz edenin kim olduğu konusunda ise temel kriter kan bağı olarak ele alınmamış. Kan bağı olan baba, anne, ağabey, abla, amca, dayı, teyze, hala ve dede gibi akrabalara ek olarak, çocuk üzerinde anne-baba gibi otoritesi ve saygınlığı olan geniş bir akraba ve hısım grubu ensest tanımında taciz edenler arasında sayılıyor. Örneğin enişte, üvey anne-baba, üvey kardeşler bu grupta yer alıyor. Mağdur Her Yaştan Kız Ve Erkek Çocuklar Güç, cinsiyet ve yaş hiyerarşisinden beslenerek zeminini sağlamlaştıran ensest ilişkilerde her yaştan kız ve erkek çocuk taciz ve tecavüze maruz kalabiliyor. Kız Çocuklar Daha Fazla Daha önce yapılmış çalışmaları destekleyecek şekilde, bu araştırmada da aktarılan ensest vakaları arasında mağdurun kız çocuk olduğu olaylar daha fazla. “…14 yaşında bir kızı olan bir kadın. Bir gün kızının kendisine gelip dedesinin, yani kadının babasının kendisine istemediği cinsel içerikli eylemlerde bulunduğunu anlatması üzerine kadında travma sonrası stres bozuklukları yaşanıyor. Çünkü kadın da 16 yaşına kadar babası tarafından cinsellikle ilgili eylemelere maruz kalan bir kadın… Kadın bunu kız kardeşleriyle paylaştığında görüyor ki büyük ablası tecavüze uğramış babasından. Kendisinden bir küçük kız kardeşi de… Kadın 34 yaşlarındaydı. Bir küçük kız kardeş 28-30 yaşlarında. En büyük abla da 40 küsur yaşlarında. En küçük kız kardeş ise 23-24 yaşlarındaydı. Ablaya tecavüz etmiş, kendisine 16 yaşına kadar ensest, yani içinde tecavüz olmayan ensest davranışlarında bulunmuş, kendisinden küçük kız kardeş, o da ensest davranışlarına maruz kalmış, 14-15 yaşına kadar, en küçük kardeşe bir şey yapılmamış…” Hediye Vermekten Ölüm Tehdidine… (Savcı) Ensestte istismar genellikle dokunma, okşama gibi tacizlerle başlamaktadır. Bazı vakalar uzun süre bu şekildeki tacizlerle devam ederken bazılarında taciz artarak devam etmekte ve anal ve vajinal tecavüze varabilmektedir. Kimi vakalarda ise cinsel saldırının doğrudan tecavüzle başladığı görülmektedir. Saldırganlar genellikle mağdurun direncini ortadan kaldırmak için ödüllendirme ya da tehdit yollarını kullanmaktadırlar. Ensestin devam etmesi için verilen ödüller çocuğa sevgi göstermek ve küçük hediyeler almaktan, evi onun üzerine yapmaya kadar varan farklı biçimlerde olmaktadır. Korkutmak için kullanılan yollar ise fiziksel şiddetten, kendisini ya da sevdiklerini öldürme tehdidine kadar varabilmektedir. Raporda kimlerin ensest saldırganı olabileceği şöyle anlatılıyor: Kimler Ensest Saldırganı Oluyor? Araştırma sonuçlarının da gösterdiği üzere ensest saldırganları, sosyolojik olarak belirli kategorilerde kişiler değil. Görüştüğümüz ruh sağlığı uzmanları ensest saldırganlarının çoğunlukla pedofili olmadıklarını, her zaman fiziksel şiddete başvuran kişiler olmadıklarını, gündelik hayatlarını devam etmelerini engelleyen psikolojik problemleri olmadığını, doğru ve yanlışı ayırt edebildiklerini, alkolik ya da devamlı işsiz olmadıklarını belirtmişlerdir. “Biz Oyun Oynuyoruz Babamla” “…8 yaşında başlayıp da böyle uzunca bir süre devam eden bir ilişki vardı yani ve baba ve kardeş, abi yani, ikisi birlikte yapıyorlardı bu işi ve çocuk hiçbir şeyin farkında değildi ve hâlâ 11 yaşında olmasına rağmen bununle ilgili- “Biz oyun oynuyoruz babamla” diyordu, yani bilmiyordu ki gerçekten tecavüze uğrayan bir çocuk bu…” Raporda en sık yaşanan baba-kız ve baba-oğul arasındaki istismar ilişkisi olduğu belirtiliyor: En Sık Yaşanan İstismar Baba-Kız Ve Baba-Oğul Arasında Bu babalar dışarıdan bakıldığında birbirlerine benzer özelliklere sahip değiller. Dede-torun arasındaki cinsel istismar da görüşülen uzmanlar tarafından sıklıkla aktarılmış. “18 yaşından küçük bir abi, 17 yaşında falandı, kız kardeşiyle ilişkiye girmişti anal yoldan ve vajinal yoldan… Yine bir olayda da evde bir abi porno CD izleye izleye o dünyanın içine giriyor, bu çocuk erkek kardeşine tecavüz ediyor. Hastaneye kaldırılınca ortaya çıkıyor.” Uzmanlar, enseste tüm sosyo-ekonomik gruplardan ailelerde rastlanabileceği görüşünde. Yüksek Gelir Grubunda Örtbas Etmek Daha Kolay Uzmanların aktardıkları ensest olaylarının gerçekleştiği aileler daha çok düşük gelir düzeyinde olsa da, uzmanlar bu durumu düşük gelir gruplarından ailelerin toplumun genelinde daha fazla sayıda olması ve ekonomik gücün ensestin gizlenmesini kolaylaştıran bir faktör olmasıyla açıklamışlar. Yüksek gelir grubundaki ailelerde ensest fark edildiği zaman yargıya yansıtılmadan sorunun ailenin kendi olanaklarıyla örtbas edilmesi daha olası. “…10-11 yaşlarındaydı. Anne baba birlikte, mutlu bir hayatları var görünüşte… Her cumartesi anne pazara gidiyor; her cumartesi anne pazara gittiğinde kız evde kalıyor ve annesi pazara gittiğinde baba kıza tecavüz ediyor. İlk başta anal yoldan başlamış, sonra vajinal yoldan devam etmiş ve bir gün anne pazardan erken dönüyor ki babayı kızının yanında görüyor; öyle şikâyetçi oluyor. Ve anne geldiğinde hâlâ inanamıyordu, ‘Nasıl böyle bir şey olur, mümkün değil’ diye; ‘Kocam böyle bir şey yapmaz; gördüm ama hani emin değilim…’” Gözleriyle Görünce… Uzmanlar, ensest vakalarının çok büyük bir bölümünün saklı kaldığı konusunda hemfikirler. Görüşme yapılan çok sayıda uzman, aile üyelerinin ensestin varlığına inanması için cinsel saldırıyı kendi gözleriyle görmesinin, mağdurun bu durumu paylaşmasından daha etkili olduğunu belirtmiş. Önemli bir sosyal sorun ve sağlık sorunu olarak değerlendirilen ensestin gerçek boyutlarıyla ortaya çıkmamasının nedenleri şöyle açıklanıyor: Gerçek Boyutları Saptanamıyor Çünkü… Raporda, “Aile içi ahlaki bir sorun olarak da tanımlanan ensest olayları ve mağdurlar, ailedeki diğer bireyler tarafından saklanmaktadırlar. Ailede çocuğun sağlık durumuna ilişkin önlemlerin alınması öncelikli olarak yapılması gereken müdahale iken aile bireyleri tarafından sorunun ahlaki boyutu daha fazla önemsenebilmektedir. Bu nedenle de çocuğun aile içinde her türlü cinsel istismarı olarak tanımlanan ensest sorununun gerçek boyutlarını saptayabilmek oldukça zor” deniliyor. Bir psikolog, mağduru saran çemberi şöyle tarif ediyor: Ensest saldırganının çocuğun güvendiği bir yakını olması ve olayın genellikle çocuğun kendini güvende hissetmesi beklenen evinde -hatta kendi yatağında- yaşanması, mağdurun istismarı ifade etmesini zorlaştıran bir durumdur. Mağdurun bu çemberden çıkması için kendisini güvende hissedeceği başka ilişkilere ya da ortamlara ihtiyacı vardır. Mağdur çocuğun kendisi, yakınları, danıştığı/karşılaştığı uzmanlar, ensestle mücadele ederken çeşitli sorunlar yaşarlar. Bu nedenle de ensest fark edildiği anda açığa çıkarılabilen ve gerekli önlemler alınabilen bir problem değildir. Namus Baskısı Ensesti Gizliyor Namus anlayışının neden olduğu toplumsal baskı, ensestin açığa çıkışını her aşamada engelliyor. Mağdurun yaşamış olduğu taciz ve tecavüz, ailesi tarafından ‘namus’ meselesi haline getirildiğinde yaşadığı mağduriyete rağmen çocuk suçlanabiliyor. Toplumun gözünde de ensest, cinsel saldırının ötesinde mağdur ve ailesinin namusunun kirlenmesi olarak algılanıyor. Saldırganlar da olayın açığa çıkmasını önlemek için toplumun namus anlayışı içinde gizlenme yoluna giderek bekâreti bozma, gebe bırakma gibi durumlardan kaçınmaya çalışıyorlar. (Psikolog) “…bir kadın gelmişti bana; herhalde 67 yaşlarında falan… Geldi ve ben odaya alıp da ‘Hoşgeldiniz’ bile diyemeden bana dedi ki ‘Benim dayım öldü, annem öldü, ben artık bunu açıklayabilirim: Benim dayım çocukken beni yıllarca taciz etti ve ben hep bu yükü üstümde taşıdım, ama bunu hiç anlatamadım çünkü bundan üzülecek kişiler hayattaydı. Artık öldüler ve ben bunu anlatmak için size geldim.” Test Yanlış, Kızı Öldüreceğiz! “…DNA testinde ensest ürünü gebeliği vardı, doğum yaptı ve DNA testi sonucu abiden olduğu anlaşıldı. Buna rağmen, ailenin takındığı tavır; ‘Hayır bu test yanlış; biz bu kızı öldüreceğiz…’ Ve o çocuğu biz korumakta çok zorlandık.” Araştırma sırasında aktarılan olaylar ve uzmanların değerlendirmelerinin göstermiş olduğu bir gerçek aile bireylerinin, özellikle de annenin desteğinin ensestin açığa çıkarılıp engellenmesi ve devam eden süreçte çocuğa yardımcı olunması açısından büyük önem taşıdığıdır. Bu nedenle, ebeveynlerin donanımlarını artırmak gerekmektedir. Bu amaçla okullar, halk eğitim merkezleri ve STK’lar yetişkin eğitimi için kullanılabilir. Araştırma ekibinde Ece Koyuncu, Filiz Kardam, Ayşen Ufuk Sezgin, Alanur Çavlin Bozbeyoğlu, Altan Sungur, Hacer Taşçene, Nihan Yolsay, Ömer Akınsoy, D. Zeynep Alpar, Emine Bademci’nin yer aldığı raporun sonuç bölümünde yer alan öneriler ise şöyle: Sonuç: Ensest Ortadan Kaldırılamaz Ama… Çalışmamız, ensestin ne denli büyük ve karmaşık bir sorun olarak karşımızda durduğunu gösteriyor. Aile içi cinsel istismarı tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmasa da istismar karşısında iyi işleyen bir sistem geliştirmek mümkün. Yasalarda ensest tanımının yer aldığı, vakaların çok disiplinli bir yaklaşımla ele alındığı, sosyal destek sistemlerinin güçlü olduğu ülkelerde ensesti ortaya çıkarmak ve ardından gelen süreci mağdurun lehine yönlendirebilmek mümkün olmaktadır. Örneğin Kanada ensestle mücadele sisteminin iyi işlediği ülkelere bir örnektir. Türkiye’de istismar alanında yapılacak çalışmalara yönelik bir sistem geliştirilirken, iyi işleyen uygulamaların örnek alınması ve ülkenin özgün koşullarına göre uyarlanması yararlı olacaktır. Rapor boyunca aktardığımız sorunları ve bu sorunlara yönelik geliştirilen çözüm önerilerini son olarak gözden geçirdiğimizde dört temel nokta Türkiye’de ensest sorununa çözüm geliştirmek açısından önemlidir: Rehber öğretmenlerin eğitimi, Hukuk çalışanlarının farkındalığının artırılması, Ruhsal değerlendirmelerin alanında uzman kişiler tarafından yapılması, Sağlık kuruluşlarında çocuk sağlığı uzmanı, çocuk ruh sağlığı uzmanı, adli tıp uzmanı ve sosyal hizmet uzmanının birlikte çalıştığı çok disiplinli merkezlerin oluşturulması. Bu önceliklerin birlikte ele alındığı pilot il ya da illerdeki uygulamalar cinsel istismar konusunda iyi işleyen bir sistemin Türkiye geneline taşınması için iyi bir başlangıç oluşturabilir. Bu amaçla kamu kurumlarının, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapması yararlı olacaktır. Ancak kurulan sistemin sürdürülebilir olması için mutlaka kamu kurumları tarafından sahiplenilmesi gereklidir. Amacı; ‘Ensest konusunda oldukça az sayıda çalışma bulunan Türkiye’de ensestle mücadele için gereken sistemi ve mevcut uygulamaların aksayan yönlerini anlamaya ve aktarmaya çalışmak. Farklı uzmanların karşılaştığı ensest vakalarının özelliklerinin belirlenmesi ve bu bilginin değişik hizmet alanlarında ensest vakaları ile karşılaşma olasılığı olan profesyoneller ile paylaşımıyla toplumdaki ensest olaylarının erken dönemde tanımlanmasını sağlamaya katkıda bulunmak. Vakalara erken dönemde tanı konulmasına, tedavi ve rehabilitasyon sürecinin daha erken başlamasına katkı sağlamak. Kuruluşların çocukların aile içinde cinsel olarak istismarlarını önlemeye yönelik eylem planı oluşturmasına, uygulamaya geçmesine katkı sağlamak’ olan raporda diğer bir öneri de Alo 183 gibi danışma hatlarının tanıtılması. Alo 183 Hattı İyi Tanıtılmalı Ensest mağdurlarının ve yakınlarının ensesti açığa çıkarmak için güvenebilecekleri ve kolay ulaşabilecekleri yollara ihtiyaç duyulduğuna vurgu yapılan raporda, ALO 183 Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı’nın çok iyi tanıtılması gerektiği belirtiliyor. Aile içi şiddet ve cinsel istismarla mücadele konusunda çalışmaları olan STK’ların tanınması, tanıtılması ve desteklenmesi isteniyor.

Kaynak: http://www.ntvmsnbc.com/id/24977822/ (Erişim Tarihi: 24.06.2009)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder