24 Şubat 2017 Cuma

Ensest

Adli Tıp ve Adli Bilimler


Kelimenin latince aslı incestus olup sıfat olarak pis, kirlenmiş, temiz olmayan anlamına gelmektedir. Ayrıca tanrılar karşısında da ahlaksız, uygunsuz, iffetsiz, suçlu karşılığında da kullanılmaktadır. İsim olarakta kirlilik, iffetsizlik, uygunsuzluk demektir.
Fransızca inceste, ingilizce incest, almanca blutschande kelimeleri kullanılmaktadır. Dilimizde karşılığı olmayan bu kelime arapçada fücur’la karşılanmaktadır. Mustafa Nihat Ozon’un Osmanlı-Türkçe sözlüğünde fücur için günah, zina denilmektedir. Türk Dil Kurumu sözlüğünde ise “Günahın her çeşidi” olarak ifade edilmektedir.
Bugün bu terim toplumumuzda evlenmeleri, ahlakça, hukukça, dince yasaklanmış (nikah düşmeyen) yakın akraba olan kadın ile erkeğin cinsel ilişkide bulunmaları anlamında kullanılmaktadır. Psikiyatri kitaplarında ise cinsel sapmalar bölümünde “yakın akrabalar arasında cinsel ilişkide bulunmalar” ya da “akraba aşkı” anlamında kullanılmaktadır. American Journal of Pscyhiatry’nin 1991 ocak sayısında konu ile ilgili bir yazıda ensest “çocuk ile ana-baba ya da çocuk ile büyükanne-büyükbaba arasındaki uygunsuz cinsel ilişki tanımı yapılmaktadır.Ayrıca hem vaginal hem anal yönü bulunan, oral ya da genital ilişki, zorlama ile karşılıklı masturbasyon biçiminde gerçekleşen cinsel ilişkinin ensest kapsamına girdiği vurgulanmaktadır.
Ensest geleneksel olarak biyolojik olarak akrabalığı olan aile bireyleri arasındaki ilişki olarak değerlendirilmektedir. Bu ilişkide tarihte hep yasaklı bir tabu olarak görülmüştür. Klasik ensest ilişki sadece kan bağına dayanmaktadır. Yakın ilişkilerin kurulmuş olduğu, ebeveyn bağının ve güvenin oluşmuş olduğu veya ebeveynlerle olan ensest ilişki kavramı uzun yıllar boyunca görmezlikten gelinmiştir.
Son yıllarda ensestin daha genel bir yaklaşımla çocukta cinsel istismar olarak değerlendirilmesi ve sadece cinsel ilişkinin gerçekleştiği durumları değil çok daha geniş bir spektrumda tüm cinsel içerikli davranışları içermesi gerektiği görüşü ağırlık kazanmaktadır.
Bugüne kadar ensest, özellikle fertilizasyonun oluştuğu durumlarda hamilelikte çok önemli bir problem olarak algılanıyordu. Doğacak çocuğun handikaplı olması durumu, özürlü çocuk doğması olasılığının yüksekliği ile çocuğun sosyalleşme döneminde aile içi ilişkilerden kaynaklanacak kaos en önemli problemler olarak görülmektedir.
Ensest için çeşitli tanımlar yapılmıştır. İki temel faktör tanımlarda önemli rol oynamaktadır. Bunların ilki ensest kapsamına kimlerin girdiğidir. Bazı araştırıcılar sadece çekirdek aile bireylerini bu kapsamda değerlendirmekte bir grup ise bakmakla yükümlü olan tüm kişileri biyolojik bağa bakmadan bu kapsama alınmaktadırlar. Kişisel görüşüm ikinci yaklaşımın doğru olduğudur. İkinci faktör ise hangi davranışların bu grupta değerlendirilmesine ilişkin yaklaşımlardır. Sadece koitusu kabul eden araştırıcıların görüşü son yıllarda anlamını yitirmiş artık geniş spektrumda cinsel eylemlerin değerlendirilmesi görüşü ağır basmaktadır.
Risk Faktörleri
Baba-kız ensesti en sık rastlanılan ilişki türlerinden birisidir. Aşağıda risk faktörleri olarak düşünülen özellikler belirtilmiştir.
1- Alkolik baba
2- Alışılmışın dışında şüpheci ya da bağnaz ve sofu baba
3- Vahi/ otoriter baba
4- Annenin olmaması veya ailede koruyucu güç olmayı beceremeyen anne
5- Annenin ev işlerini yapan ve anne rolünü oynayan bir kız çocuğu
6- Anne-babanın bitmiş ya da sorunlu cinsel yaşamlarının olması
7- Babanın kendi kontrolünü sınırlayan faktörler: Madde bağımlılığı, psikopatoloji, sınırlı zeka
8- Küçük kızda aniden gelişen baştan çıkarıcı tavırların varlığı
9- Çocuğun insanlarla yakın ilişki kurulmasına izin verilmemesi
10- Anne-babanın yabancılara karşı düşmanca, paranoid bir tutum içerisine girmesi
11- Anne veya babanın ya da her ikisinin ailesinde daha önce ensest ilişkinin varlığı
12- Babanın puberte döneminde kızına karşı aşırı kıskançlık göstermesi
Değerlendirme ve Tedavi
Konuyla ilgili büyük tabu yüzünden ailelerin ilk planda inkar ve suçluluk duyguları normal karşılanmalıdır. Bu yüzden ilk temaslar destekleyici olmalı, istismar edene duyulan olumsuz duygular frenlenmeli, çocuğun güvenliği öncelikle gözetilmelidir. Eğer erişkin tedaviyi reddediyorsa, çocuk geçici bir bakımevine yerleştirilmelidir. Olay sonrası çocuğun tıbbi ve psikiyatrik muayeneleri yapılmalı, özellikle jinekolojik muayenenin travmatik etkisi unutulmamalıdır.
Erişkin ve çocuk arasındaki en tipik cinsel temas adolesans öncesi veya adolesan kız çocuk ve babası/üvey babası arasındaki okşamalar, veya ilişkidir. Tüm yaş gruplarındaki çocuklar genital, anal veya oral cinsel temasa maruz bırakılıp istismar edilebilir. Cinsel istismar pekçok yönüyle fiziksel istismara benzer. Öncelikle, erişkinin impuls kontrolunda bir gereksinimi karşılar, yani bir rol değişimi yaşanmıştır. Ve son olarak da ilişki patolojik bir aile yapısında ortaya çıkar.
Genç bir kız, babasıyla cinsel ilişkiye girdiğinde, anne genelde aktif veya pasif olarak davranışı görmezlikten gelir. Erkekler çoğunlukla karılarından göremedikleri seksüel ve duygusal doyum için kızlarına yönelirler. Pek çok durumda, kadın bilinçli olarak veya bilinçsizce, kızının seksüel partneri olmasını destekler. Başka tür bir aile yapısında ise anne, kocasının yokluğunu oğlunu baştan çıkararak telafi etmeye çalışabilir. Temasın derecesi aynı yatakta uyumaktan gerçek ensestiyöz ilişkiye kadar uzanabilir. Çocuklar, ebeveynleriyle eşcinsel temasa da girebilirler. “Modern cinsel eğitim” adı altında ebeveynlerinin cinsel aktivitesini seyretmek zorunda bırakılabilirler.
Pek çok doktor, rutin olarak ensest şikayetlerini veya akraba hamileliklerini bile gencin fantazilerine yüklemekte, pedagoglar bile ruhsal çöküntü içindeki çocuğun problemlerini değerlendirmede ensest olayına pek ihtimal bile vermemektedirler. Oysa ensest olgusu pek çok yetişkin arasında çok yaygın olarak bulunmakta, olayın meydana gelmesinden 10-15 yıl sonra bile olayın çöküntüleri psikiyatristler, akıl hastaları klinikleri, evlilik danışmanları, polis ve mahkemelere ulaştığında olayın bu kadar süre açığa çıkmaması çok şaşırtıcı olmaktadır.
Ensest genellikle aile içi bir sır olarak görülmektedir.Çocuk istismarını engelleme çalışmaları arttıkça ensestin gizlenmesi gittikce zorlaşmaktadır. Ensest olayları çok sık olan bir olay olmasına karşın, bildirilmemesi yüzünden çok az görülen bir olay olarak değerlendirilmiştir.
Ensest ile ilgili yanlış görüşlerin (mitler) yaygın olması olaya net tanı koydurmayı engellemektedir.
*Ensest çok nadir görülen bir olaydır.
* Olaydan kurban çok az zarar görür.
* Bu tip olaylardan en büyük sorumlu kapasitesiz, isteksiz, rolünü yerine getirmeyen annedir.
* Bu durumdaki erkek doğal olarak evin içindeki diğer dişiye döner yani bu koşulları hazırlayan annedir.
* Çocuklar baştan çıkarıcı olur ve çok zevk alır.
* Çocuklar bunu yetkililere bildirdiğinde çoğunlukla yalan söylemektedirler.
* Olayın aydınlatılmasında çocukların üzerine gitmemek gerekir.Çok büyük psikolojik zedelenme oluşur.
* Cinsel istismarda en iyi yapılacak hareket olayın üzerine gitmemek ve kendi haline bırakmaktır.
kaynak: adlitip.org

Ensest Nedir Ensest İlişkiler ve Tedavisi

Ensest Nedir Ensest İlişkiler ve Tedavisi

Ensest genellikle bir erkeğin cinsel ilişki yönünden yasaklanmış olan kızı, kız kardeşi, ablası, üvey kız kardeşi, kız yeğeni, teyzesi veya annesi ile cinsel ilişkide bulunmasıdır.
Bu davranış şekli çoğu ülkede yasaklanmıştır. Kadın rıza gösterse bile ensest olgusu savunulamaz. Türk Medeni Kanunu’nun 92. maddesine göre, anne, baba, dayı, amca, teyze, hala ve kardeşlerle evlenme yasak olduğu gibi serbest aşk da bir sapıklık sayılmaktadır.

Ensest Her Toplumda Çok Fazla !

İster uygar toplumlarda olsun, ister geri kalmış ülkelerde, bütün dünyada oldukça fazladır. Bu olgu yüzyıllar içinde toplumsal ve ahlaki açıdan bir sapıklık olarak kabul edilmiştir. Antik Yunan’da ve Latin Amerika’da eski İnka topluluklarında ve eski Mısır’da olağan bir durumdu. Eski Mısır’da firavunlar soyunun safkanını muhafaza etmek için kız kardeşleri ile evleniyorlardı.
Bunun en tanınmış örneği Kraliçe Kleopatra‘nın erkek kardeşiyle evlenmesidir. Roma İmparatoru Caracalla‘nın çıplak bir vaziyette gördüğü annesine aşık olduğu ve karısı gibi beraber yaşadığı yazılmaktadır. İngiliz şairi Lord Byron’un yıllarca kız kardeşi ile ensest bir ilişkide olduğu herkes tarafından bilinmektedir.

Ülkemizde Ensest Çok Yaygın !

Ülkemizde de hem günlük gazete arşivlerine, hem de özellikle Adli Tıp kayıtlarına baktığımızda ensestin oldukça sık olduğunu ileri sürebiliriz. Genelde düşünüldüğü gibi kurbanlar sadece kız çocuklar değildir, erkek çocuklar da tacize uğramaktadırlar. Eldeki verilere bakıldığında ensest kurbanı kızların sayısı erkeklerden beş kat fazladır.
Ensest yaşanan ailelerin bazı ortak özellikler taşıdığı ileri sürülmektedir;
  • Bunlar genelde kalabalık, genç yaşta çocuk sahibi olmuş ve çevreden, toplumsal ilişkilerden kopuk bir şekilde yaşayan ailelerdir.
  • Genel olarak ufak ev veya dairelerde oturmakta, aynı odayı veya yatağı paylaşma zorunluluğu sıkça gözükmektedir.
  • Bu tür ailelerde bireylerde ruhsal hastalıklar sık görülmekte, özellikle babada alkol bağımlılığı dikkati çekmektedir.
  • Bu ailelerde genelde anne-baba arasında cinsel uyumsuzluk ve cinsel sorunlar saptanmaktadır.

Evin Büyük Çocuğu Tacize Uğramakta !

İstatistik verilerine baktığımızda genelde evin büyük çocuğu cinsel tacize uğramaktadır. Bunların birçoğunda hafif zekâ geriliği görülmektedir. Bu taciz kurbanlarının çoğu içine kapanıktır, fazla arkadaşları yoktur. Bu ailelerde annelerin eğitimi yetersiz ve olgunlaşmamış kişilik özellikleri göze çarpar. Enseste yönelen erkekler genelde alkol ve madde bağımlısı, işsiz, geçmişte sorunları olmuş, topluma uyum sağlayamayan antisosyal kişilik özellikleri gösteren kimselerdir.
Ensest olaylarını ortaya çıkarabilmek için özellikle öğretmenlerin aileye yakın olan kimselerin ve akrabaların tacize uğradığını söyleyen çocuğu ciddiye almaları gerekir ve çocuğun durumu adli makamlara yansıtılarak çocuğun uzman kuruluşlar tarafından korunma altına alınması gerekir. Çocuk için bu tür bir olayı söyleyebilmek pek kolay değildir.
“Çocuğunuzu dinleyin !” Eğer çocuğa inanılmazsa çocuk içine kapanarak yardım isteğinden vazgeçer ve yıllar boyu tecavüze katlanmak zorunda kalır !!!
Lütfen çocuğunuza kulak verin..


4 Eylül 2015 Cuma

Türkiye'de ensest gerçeği

Türkiye'de varlığı kabul ediliyor ama nedense hiç konuşulmuyor. Kızlar kardeşlerini doğuruyor… Doğru okudunuz, aynen öyle! Aslında dünyanın kanayan yarası. Şahit ola ola nasıl susup yutabiliyoruz? Bunu yaşayanlar anlatamıyor. Ve elinden gelenlerin de onlara ses olması gerek.
Seslerini duyurmalarına destek vermelerine ve sesleri olmak için mücadeleye girmek gerekiyor. Konuyla ilgili yığınla haber, röportaj ve filmler yapılmış hatta yapılıyor olmasına rağmen nedense bunu hiç yüksek sesle konuşmuyoruz. Satır aralarında kaybolup gidiyor. Neden? Hayal ürünü mü sanıyoruz? Yok canım, deyip geçiyor muyuz yoksa? Artık hayır. Eğitimle ve gelişmişlikle ayrıca dindarlıkla alakalı olmayan bir durumdan bahsediyoruz. Hastalık mı irade sorunu mu tartışılır belki.
Türkiye'de son yıllarda artan kadına şiddet, kadın cinayetleri, çocuğa şiddet, tecavüz ve çocuk gelinler... Yürüyüşler yapıldı yapılıyor, konuşmalar yapılıp konferanslar veriliyor ve önergeler sunuluyor meclise. Artık ses daha gür çıksın diye birbirini hiç görmemiş ama aynı acıda birleşenler sosyal mecradan bir olup tek soluk oluyor sokaklarda. Keşke insan kalmayı becerilebilsek de tüm bunlara gerek kalmasa. Canımızı saklamaktan hayattan zevk almak lüks hale geldi üç günlük dünyada.
Ama şu an bahsettiğimiz şey sadece kadını barındırmıyor. Her yaştan kız ve erkek çocukları barındırıyor, ensest. Anneleri tarafından tacize uğrayan erkek çocuklar da var. Ama yaygın olan babanın ve abinin tacizine tecavüzüne uğrayan kız çocuk vakası.
Türkiye Ensest Atlası'nı çıkaran Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü ile bir araya geldik ve ensest nedir? Neden konuşmuyoruz, utanıyor muyuz, korkuyor muyuz? Ne gibi çözüm önerileri var? Hükümetle ortak çalışmalar yapılacak mı? Hepsini konuştuk ve pek çok vakayla karşılaşmış Uzman Dr. Psikiyatrist Aynil Yenel'in de görüşlerini aldım bu konuda. Bakın neler neler anlattılar...
Öncelikle bilinen ama konuşulmayan ya da sessizce konuşulan ensest nedir?
Canan Güllü: Aile içinde yaşanan taciz tecavüz olaylarının toplu tanımı. Ama biz ensest TKDF olarak tanımlarken babanın kız çocuğuna, annenin erkek çocuğuna yaptığı birinci derecedeki akrabalar üzerinden giden bir tanım olarak görüyoruz. Ancak aile içi dendiği anda kayınbaba dediğimiz dedenin, amcanın, erkek kardeşin abinin, ablanın bir diğer cinse yaptığı aile içinde yaşanan taciz ve tecavüzler olarak da görüyoruz.
Peki, aile içi cinsel istismar dendiğinde ensest algısı oluşmuyor mu?
Kesinlikle oluşmuyor. Hatta basitleştirilmiş haliyle geçiştiriliyor. Ensest tanımı düşünün, babanın kız çocuğuna yaptığı bir eylem ya da çocuklarına yaptığı. Ama anne ve baba tarafından erkek çocuklarına yapılanlar da var.
Neden saklanıyor? Neden konuşulmuyor? Ya da mağdur söylemekten neden korkuyor?
Psikiyatrist Aynil Yenel: Çok rahatsız edici bir konu bir kere. Konuşulduğunda gerçekten de aile yapısına kadar inen ve bütün toplumu, aile yapısını, toplumsal katmanları sorgulamayı gerektiren bir kavram. Bir de her platformda yasaklanmış olduğu için konuşulmayan bir kavram ensest.
"Burası Müslüman ülkedir ensest olmaz"
Ensest sadece Türkiye'nin değil dünyanın da sıkıntısı. Dünyada durum nedir? Ve peki neden yasaklanıyor konuşulması ve çözüm yolları bulunması?
C.G.: Aslına bakarsanız dünya bu konuda kendiyle yüzleşmiş durumda. Bazı ülkelerde ceza anlamında serbestlikler var. Cezalar verilmiyor. Bazı ülkelerde örneğin İngiltere'nin geçmişine baktığınızda Arıkan elde edilmek üzere teşvik edilmiş ensest neredeyse. Ama bizde, yapanların utanmadığı, toplumunsa bunu örtbas ederek yapanlara destek sunduğu bir eylem modelidir. İslam dini içinde ensest mubahtır denen bir cümle yok. Ensestin varlığının devlet tarafından görünür kılınmamasını da garip karşılıyorum. 4 yıldır bu konuyla ilgilenen bir federasyonun başkanlığını yapıyorum, alanda yakaladığım gözlemlediğim vakalar için bakanlıktan destek istemeye gittiğimde bu ülke Müslüman ülkedir, ensest olmaz cevaplarıyla karşılaştım. BM'den kaynak istemeye gittiğimizde sağlık bakanlığı onaylasın diyoruz, sağlık bakanlığı raporlarından çıkarıyor ensesit ile ilgili Türkiye'nin karanlık yüzünü.
Kapatarak bir ayıbı örtemezsiniz
Hangi ülke daha katı bu noktada cezai yaptırım olarak?
Cezai yaptırımı hangisinde daha çok diye bir cevaba giremem ama İngiltere'de bir genişlik var bu konuda. İsveç'te tamamen serbest, Finlandiya'da kurallar var ve biz Finlandiya ile çalışıyoruz. Destek aldık onlardan. Bizi 4 yıl izlediler ve 4. yılımızda da onlarla yol arkadaşlığımız başladı. Umarım biz de bu süreç içinde önümüzdeki günlerde sağlık bakanlığı, aile bakanlığı, milli eğitim, adalet bakanlığı gibi kurumlardan destek alarak toplumun ana arterleri olarak belirlediğimiz aile hekimleri, rehber öğretmenler, adalet bakanlığı çalışanlarıyla beraber bir rehabilitasyondan geçip, bunun bir cezai müeyyidesinin olması gerektiğini ortaya koyacağız.
Toplumla uyum olamamış evlerde ve toplumlarda ensest çok!
Bu bilinç yerleşir de bir gün ensest biter mi?
A.Y.: Bitmez. Toplumun genelini eğittiğinizde, toplumsal düzeni değiştirdiğinizde, aile yapısını daha güçlendirdiğinizde belki bitmez ama eğitimli bir toplumla azalabilir. Tezimi cinsel istismara uğrayan çocuklar üzerinde yapmıştım ve daha çok birbirleriyle ilişkisi olmayan kırsal ortamlarda ve Türkiye'nin göç alan bölgelerinde toplumla entegre olamamış evlerde ensest vakasının çok olduğunu gördük. Önlemlerin başında bu ailelerin eğitim seviyesini sosyokültürel seviyeye çıkarmak vardır.
Dolayısıyla Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılacak bir çalışma bir ışık yakabilir bu anlamda!
C.G: Kesinlikle. Aslına bakarsanız Türkiye'nin yaşadığı dönem itibariyle yeniden şekillenmesi gereken bir toplum yapısı var. Son 50 yıla baktığımız zaman siyasi yapısı içindeki yozlaşma toplum bilincinin gelişmesi yönünde olmadı. Bu da araştırmayan, okumayan, her şeye inanan ya da erkek tarafından baskılanan bir kadın modeline itişi sağladı bizde.
2014 yılında şiddet 6 gün çalıştı 1 gün izin yaptı
C.G: Burada ensest, bu olgunun en büyük felaketiyle beraber son dönemde aile içi şiddette de yansımalarını gösterdi. Türkiye'de 294 kadın 2014 yılı içinde öldürüldü. Şiddetin 1'er gün tatil yaptığını ortaya koyuyor bu rakam. Yani şiddet 7 günde 6 gün eylemdeydi.
14-15 yaşında kızlar babalarından kardeşlerini doğuruyor
C.G: Devlette sessiz kalarak bu suça ortak oluyor. Kızlar babalarından çocuk doğuruyor ensestte. 14-15 yaşında enseste maruz kalmanın örneğidir bu. Türkiye'de eğer bir kız babasından çocuk doğuruyorsa bu benim için kıyamettir. Önlemini alması gereken bir devlet vardır, önlem almış mıdır, hayır. 16 yaşında kadın olmuş bir çocuğu babasıyla aynı eve koyamadığın için yetiştirme yurduna koyuyorsun. Ama bir tarafta anne olmuş annelik özellikleri gerçekleşen bir vücut, bir tarafta en güvendiğiniz babanız, onun tarafından işgal edilmiş bir beden. Bazı avukatlar kızın yaşını büyüterek davayı ceza almama noktasına getiriyor. İç Anadolu Bölgesi'nde bu çok yoğun bir şekilde yapılıyor.
"Bahçeye ektiğin ağacın ilk meyvesini başkasına verir misiniz?"
C.G: 90'lı yılların başında İstanbul'da bir mahkemeden yaşanan konuşmadır şu; Baba diyor ki: "Hâkim bey, bahçenize diktiğiniz ağacın ilk meyvesini başkasına verir misiniz?" İnanabiliyor musunuz?
Anne oğluna; biraz daha dayan
A.Y: İncelediğim bin dosyada öyle hikâyeler vardı ki. Babanın oğluna cinsel istismar uygularken anne biraz daha dayan ne olacak ki diyordu. Komşuların şahitliğinde verilmiş bir ifadeydi.
C.G: Aynı cümleyi anne kızları için kullanıyordu. Babanın ihtiyacını gider ne olur bak bize zarar verecek. Ya da abindir ne olur evlenene kadar yapmak zorundasın demesi kendinizi insanlıktan çıkmış gibi hissettiriyor.
Bu süreci geri çevirecek eylemler nedir? Neler yapılmalı?
C.G: Bu çocukların ruh sağlığını düzenlemek için psikologlar, çocuk ruh sağlığı uzmanları devreye girecek, bunlar için merkezler açılması gerekecek. Bir sonraki adımlarının da kültür ve sanatla desteklenerek terapilerinin devam etmesi olmalı.
Bananeci mi olmak lazım?
Türkiye'de uzun yıllardır var ensest peki devlet şimdiye kadar neler yaptı?
C.G: Hiçbir şey yapmadığı gibi biz yapanların söylemlerini de kabul etmedi. Mesela ben aile bakanlığıyla görüştüğümde bakanlık bunu kabul etmedi.
Gerekçe olarak ne gösterildi?

C.G: Müslüman ülkede ensest yok, ensesti söylersek toplum bizi öteler siyasi parti olarak dendi. Var olanın üstünü kapatıyorsanız size güvenmem zaten. Biz bunu gazete haberlerinde ve televizyonlarda söyler olduk. Tehdit telefonları aldık. Peki, tehdide pabuç bırakıp kenara mı çekilelim? Bana neci mi olmak lazım?
Hangi bölgelerde daha sık duyuyorsunuz?
C.G: Ensest oranının belirli bir bölgeye mahsus olmadığını söyleyebilirim. Sadece ekonomik seviyede, eğitimde bir düzeye gelmiş gelmemiş kişilerde olup olmadığını da söyleyemeyiz. Eğitimle alakası yok. Üniversite mezunu örnekler de var.
Neden bunu söylemekten korkuyorlar? Korkutuluyorlar mı?
C.G: Toplum baskısı. Toplum tamamen dışlıyor ensest mağduruysanız. Bu toplum tecavüz ettiği kadınla tecavüz edenin mutluluğunu yaşamış bir toplum. Tecavüz ediliyorsa eden adamla evlensin, dava dosyaları azalsın deniyor.

Kadınlar öğrenilmiş çaresizlik içinde

Göç alan bölgelerde de olduğunu söylediniz artık sosyal bir ortama giriyorlar şehre geldiklerinde. Hala devam mı?

A.Y: Kadınlar göçle gelseler bile topluma girebilecek bir serbesti kazanamıyorlar. Kadınlar evin içindeler topluma bütünleşmiş değiller. Kadınlar öğrenilmiş çaresizlik içinde. Erkekler tarafından korkutulmuşlar, toplum tarafından sildirilmişler. Türkiye'de kaçıngan, bağımlı kişilik özelliklerindeki annelerin çocukları enseste uğruyor.

Erken evliliklerde ensest daha fazla
Ne diye korkutuluyor anneler?
C.G: Annelerin sosyal güvenceleri yok, istihdam alanlarında çalışmıyorlar. Ölümden ziyade ekonomik kazançları üzerinden tehdit ediliyorlar.
Neden?

A.Y.: Baş etme mekanizmaları gelişmemiş. Çoğu ensest uygulayıcısı babalar kendi benliğini bulamamış, uyuşturucu kullanan ve çeşitli suçlarla bazen bir şekilde dışlanmış babalar.
Enseste uğrayanlar sizinle nasıl iletişime geçiyor?
C.G: Önce bir güven mekanizması oluşması lazım. Ne zamanki televizyonda, web sitemizde, gazetelerde görsel olarak görüyorlar o zaman güven mekanizması kuruluyor ve çoğu benimle irtibat kurmaya çalışıyorlar. Güven hattımız var ayrıca (0212) 656-96-96 oraya da ulaşıyorlar. 
Ensest, cehaletin, yokluğun, hiçliğin dışavurumudur ve kimse keyfinden enseste maruz kalmıyor.

Son dönemin moda deyimi "rızası dâhilinde"
C.G: Ensest yaşayanın bilerek yaptığı son dönemde moda bir deyim var rızası dâhilinde bir olay diye. Hiçbir kız, kız çocuğu ya da kadın rızası dâhilinde enseste maruz kalmaz. Ensest cehaletin, yokluğun, hiçliğin bana göre dışa vurumudur toplumda. Bunu yok etmekte toplumun özellikle boyun borcudur. Sivil toplum olarak biz bu işe başladığımızdan beri birçok kez eleştiri ve tehditlere maruz kaldık ama hiçbir şeyde bizi bu yolumuzdan ayırmadı.
Neye dayanarak Doğu ve Güneydoğuda çok olduğunu söylüyorlar anlamıyorum
Türkiye Ensest Atlası'nı çıkardınız uzun süren çalışmalarınız sonucu. Türkiye'de algı doğuda ve güneydoğuda daha fazla enseste rastlandığı, yaşandığı yönünde. Ne dersiniz?
C.G: Yanlış. Yola çıkarken Türkiye Ensest Atlası diye bir çalışma başlattık. Türkiye'deki ensesti hep Güneydoğu ya da Doğuda hatta bir il ismi bile telaffuz ediyorlar. Neye dayanarak? Mesela İstanbul için 16 milyon diyoruz nüfusa. 16 milyonda olan vaka sayısını biliyor muyuz hayır. Gaziantep şehrini ele alalım nüfusu 4 milyon diyelim. Bu kadar nüfuslu bir yerle İstanbul gibi bir nüfusu karşılaştırmalı bir analizimiz var mı? Yok. Ensestin rakamını tespit etmekle elimize geçecek hiçbir şey yok.
Zaten sonucu da maalesef sürekli değişecek bir rapor-atlas olacak bu...
C.G: Önemli olan Türkiye genelinde en asgariye indirmek, toplum bilincini geliştirmek, ensesti engelleyebilecek konuma geldiğimiz gün kadına karşı şiddet engellenmiş olacak.
Artık bir web sitemiz var
Peki, Türkiye ensest atlasını görmeye hazır mı sizce?
C.G: Aslında hazır ve kendiyle yüzleşmeye doğru gidiyor. 4 yıl önce bunu konuşamıyordum. Bence çok büyük adımlar attık Türkiye'de. Bundan sonra da atılacaktır. Artık web sitemiz varwww.aileicicinselsiddet.com oradan derdini anlatabilecek, çözüm önerileri sunabilecekler. Aile içi şiddet hattında, hukukçularla beraber dava sürecini takip edebilecek birçok hukukçuyla işbirliğimiz var. (Türkiye Ensest Atlası'na bu internet sitesinden ulaşabilirsiniz)

Kaynak:CNNTÜRK

Ensest Nedir Ensest Mağdurlarının Yaşları ve Ensest İlişkiye Zorlanan Kişiler

Nüfusbilim Derneği, ensest sorununu tüm boyutlarıyla saptamak, konuya dikkat çekerek farkındalığı artırmak amacıyla Birleşmiş Milletler Dünya Nüfus Fonu işbirliğiyle Adana, Ankara, Diyarbakır, Erzurum ve İstanbul ilerinde yürütülmüş olan araştırmanın sonuçlarını 23 Haziran 2009 tarihinde kamuoyu ile paylaştı. Ensest nasıl açığa çıkıyor, neden gizli kalıyor? Ensestin açığa çıkmasıdan sonra hangi sorunlar yaşanıyor, mağdur yaşadığı şeyi niçin dile getirmez? Ensest evin dışına çıktığında: Bağırsa dünya duyar mı? Soruşturma ve yargı sürecinde yaşananlar, ensest sonucu doğan bebekler… Nüfusbilim Derneği ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu tarafından hazırlanan “Türkiye’de Ensest Sorununu Anlamak” raporunun yanıt aradığı sorulardan birkaçı… Saha çalışması Adana, Ankara, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul ve Kocaeli’de gerçekleştirilen rapor; ensest vakaları ile farklı alanlarda karşılaşan rehber öğretmen, sınıf öğretmeni, psikiyatr, çocuk doktoru, çocuk cerrahı, adli tıp uzmanı, halk sağlığı uzmanı, ebe, polis, hâkim, savcı, avukat, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, sosyolog ve sivil toplum kurumu çalışanlarından oluşan toplam 98 kişi ile yapılan derinlemesine görüşmelere dayanıyor. Ensest sorunuyla karşılaşan farklı meslek ve kurumlarda çalışan kişilerin deneyimlerini, çözüm arayışlarını ve önerilerini kamuoyuna iletme amacı taşıyor. 3-4 Yaşında Başlayıp… “…bir babanın kızıyla 7 yıl süren ensest ilişkisi olmuştu. Hatta kızın âdet düzenlerini takip edecek kadar ileriye götürdüğü bir ilişki. Ve kız iki kere gebe kalıyor. Gebeliği sonlandırıyor bir şekilde baba. Kürtaj yaptırtıyor… 10′lu yaşlara yakın başlıyor” “…şahsın 5 kızı var. Her bir kızını 3 veya 4 yaşından itibaren istismara başlıyor. Bu çocukları 9-10, yani cinsel anlayışa yakın veya bilinçli, o anlamda bilgi sahibi olmaya geldiği noktada bırakıyor, bir diğerine başlıyor. Bu şekilde 5 çocuğunu da ayrı ayrı taciz etmiş.” Ensest Ne Demek? Amerikan Sağlık, Eğitim ve Koruma Bölümü’nün 1980′deki tanımına göre; ensest, aile içinde ana-baba figürüne, gücüne ve otoritesine sahip kişilerin çocuğu cinsel anlamda istismar etmesi olarak kabul ediliyor. Son çalışmalarda üzerinde birleşilen tanıma göre ise ensest; birbiriyle evli olanlar dışındaki aile üyeleri arasında sözlü-sözsüz, fiziksel, görsel, her türlü erotik davranış… Bu araştırmada Türkiye’deki toplumsal, hukuksal ve dinsel kuralları dikkate alarak mümkün olan en geniş ensest tanımı yapılıyor. Ensest için kabul edilen taciz, taciz edenin cinsel uyarılması ya da tatmini için çocuğa veya gence yönelmiş her türlü fiziksel ya da fiziksel olmayan davranışı içeriyor. Araştırma çerçevesinde taciz edenin kim olduğu konusunda ise temel kriter kan bağı olarak ele alınmamış. Kan bağı olan baba, anne, ağabey, abla, amca, dayı, teyze, hala ve dede gibi akrabalara ek olarak, çocuk üzerinde anne-baba gibi otoritesi ve saygınlığı olan geniş bir akraba ve hısım grubu ensest tanımında taciz edenler arasında sayılıyor. Örneğin enişte, üvey anne-baba, üvey kardeşler bu grupta yer alıyor. Mağdur Her Yaştan Kız Ve Erkek Çocuklar Güç, cinsiyet ve yaş hiyerarşisinden beslenerek zeminini sağlamlaştıran ensest ilişkilerde her yaştan kız ve erkek çocuk taciz ve tecavüze maruz kalabiliyor. Kız Çocuklar Daha Fazla Daha önce yapılmış çalışmaları destekleyecek şekilde, bu araştırmada da aktarılan ensest vakaları arasında mağdurun kız çocuk olduğu olaylar daha fazla. “…14 yaşında bir kızı olan bir kadın. Bir gün kızının kendisine gelip dedesinin, yani kadının babasının kendisine istemediği cinsel içerikli eylemlerde bulunduğunu anlatması üzerine kadında travma sonrası stres bozuklukları yaşanıyor. Çünkü kadın da 16 yaşına kadar babası tarafından cinsellikle ilgili eylemelere maruz kalan bir kadın… Kadın bunu kız kardeşleriyle paylaştığında görüyor ki büyük ablası tecavüze uğramış babasından. Kendisinden bir küçük kız kardeşi de… Kadın 34 yaşlarındaydı. Bir küçük kız kardeş 28-30 yaşlarında. En büyük abla da 40 küsur yaşlarında. En küçük kız kardeş ise 23-24 yaşlarındaydı. Ablaya tecavüz etmiş, kendisine 16 yaşına kadar ensest, yani içinde tecavüz olmayan ensest davranışlarında bulunmuş, kendisinden küçük kız kardeş, o da ensest davranışlarına maruz kalmış, 14-15 yaşına kadar, en küçük kardeşe bir şey yapılmamış…” Hediye Vermekten Ölüm Tehdidine… (Savcı) Ensestte istismar genellikle dokunma, okşama gibi tacizlerle başlamaktadır. Bazı vakalar uzun süre bu şekildeki tacizlerle devam ederken bazılarında taciz artarak devam etmekte ve anal ve vajinal tecavüze varabilmektedir. Kimi vakalarda ise cinsel saldırının doğrudan tecavüzle başladığı görülmektedir. Saldırganlar genellikle mağdurun direncini ortadan kaldırmak için ödüllendirme ya da tehdit yollarını kullanmaktadırlar. Ensestin devam etmesi için verilen ödüller çocuğa sevgi göstermek ve küçük hediyeler almaktan, evi onun üzerine yapmaya kadar varan farklı biçimlerde olmaktadır. Korkutmak için kullanılan yollar ise fiziksel şiddetten, kendisini ya da sevdiklerini öldürme tehdidine kadar varabilmektedir. Raporda kimlerin ensest saldırganı olabileceği şöyle anlatılıyor: Kimler Ensest Saldırganı Oluyor? Araştırma sonuçlarının da gösterdiği üzere ensest saldırganları, sosyolojik olarak belirli kategorilerde kişiler değil. Görüştüğümüz ruh sağlığı uzmanları ensest saldırganlarının çoğunlukla pedofili olmadıklarını, her zaman fiziksel şiddete başvuran kişiler olmadıklarını, gündelik hayatlarını devam etmelerini engelleyen psikolojik problemleri olmadığını, doğru ve yanlışı ayırt edebildiklerini, alkolik ya da devamlı işsiz olmadıklarını belirtmişlerdir. “Biz Oyun Oynuyoruz Babamla” “…8 yaşında başlayıp da böyle uzunca bir süre devam eden bir ilişki vardı yani ve baba ve kardeş, abi yani, ikisi birlikte yapıyorlardı bu işi ve çocuk hiçbir şeyin farkında değildi ve hâlâ 11 yaşında olmasına rağmen bununle ilgili- “Biz oyun oynuyoruz babamla” diyordu, yani bilmiyordu ki gerçekten tecavüze uğrayan bir çocuk bu…” Raporda en sık yaşanan baba-kız ve baba-oğul arasındaki istismar ilişkisi olduğu belirtiliyor: En Sık Yaşanan İstismar Baba-Kız Ve Baba-Oğul Arasında Bu babalar dışarıdan bakıldığında birbirlerine benzer özelliklere sahip değiller. Dede-torun arasındaki cinsel istismar da görüşülen uzmanlar tarafından sıklıkla aktarılmış. “18 yaşından küçük bir abi, 17 yaşında falandı, kız kardeşiyle ilişkiye girmişti anal yoldan ve vajinal yoldan… Yine bir olayda da evde bir abi porno CD izleye izleye o dünyanın içine giriyor, bu çocuk erkek kardeşine tecavüz ediyor. Hastaneye kaldırılınca ortaya çıkıyor.” Uzmanlar, enseste tüm sosyo-ekonomik gruplardan ailelerde rastlanabileceği görüşünde. Yüksek Gelir Grubunda Örtbas Etmek Daha Kolay Uzmanların aktardıkları ensest olaylarının gerçekleştiği aileler daha çok düşük gelir düzeyinde olsa da, uzmanlar bu durumu düşük gelir gruplarından ailelerin toplumun genelinde daha fazla sayıda olması ve ekonomik gücün ensestin gizlenmesini kolaylaştıran bir faktör olmasıyla açıklamışlar. Yüksek gelir grubundaki ailelerde ensest fark edildiği zaman yargıya yansıtılmadan sorunun ailenin kendi olanaklarıyla örtbas edilmesi daha olası. “…10-11 yaşlarındaydı. Anne baba birlikte, mutlu bir hayatları var görünüşte… Her cumartesi anne pazara gidiyor; her cumartesi anne pazara gittiğinde kız evde kalıyor ve annesi pazara gittiğinde baba kıza tecavüz ediyor. İlk başta anal yoldan başlamış, sonra vajinal yoldan devam etmiş ve bir gün anne pazardan erken dönüyor ki babayı kızının yanında görüyor; öyle şikâyetçi oluyor. Ve anne geldiğinde hâlâ inanamıyordu, ‘Nasıl böyle bir şey olur, mümkün değil’ diye; ‘Kocam böyle bir şey yapmaz; gördüm ama hani emin değilim…’” Gözleriyle Görünce… Uzmanlar, ensest vakalarının çok büyük bir bölümünün saklı kaldığı konusunda hemfikirler. Görüşme yapılan çok sayıda uzman, aile üyelerinin ensestin varlığına inanması için cinsel saldırıyı kendi gözleriyle görmesinin, mağdurun bu durumu paylaşmasından daha etkili olduğunu belirtmiş. Önemli bir sosyal sorun ve sağlık sorunu olarak değerlendirilen ensestin gerçek boyutlarıyla ortaya çıkmamasının nedenleri şöyle açıklanıyor: Gerçek Boyutları Saptanamıyor Çünkü… Raporda, “Aile içi ahlaki bir sorun olarak da tanımlanan ensest olayları ve mağdurlar, ailedeki diğer bireyler tarafından saklanmaktadırlar. Ailede çocuğun sağlık durumuna ilişkin önlemlerin alınması öncelikli olarak yapılması gereken müdahale iken aile bireyleri tarafından sorunun ahlaki boyutu daha fazla önemsenebilmektedir. Bu nedenle de çocuğun aile içinde her türlü cinsel istismarı olarak tanımlanan ensest sorununun gerçek boyutlarını saptayabilmek oldukça zor” deniliyor. Bir psikolog, mağduru saran çemberi şöyle tarif ediyor: Ensest saldırganının çocuğun güvendiği bir yakını olması ve olayın genellikle çocuğun kendini güvende hissetmesi beklenen evinde -hatta kendi yatağında- yaşanması, mağdurun istismarı ifade etmesini zorlaştıran bir durumdur. Mağdurun bu çemberden çıkması için kendisini güvende hissedeceği başka ilişkilere ya da ortamlara ihtiyacı vardır. Mağdur çocuğun kendisi, yakınları, danıştığı/karşılaştığı uzmanlar, ensestle mücadele ederken çeşitli sorunlar yaşarlar. Bu nedenle de ensest fark edildiği anda açığa çıkarılabilen ve gerekli önlemler alınabilen bir problem değildir. Namus Baskısı Ensesti Gizliyor Namus anlayışının neden olduğu toplumsal baskı, ensestin açığa çıkışını her aşamada engelliyor. Mağdurun yaşamış olduğu taciz ve tecavüz, ailesi tarafından ‘namus’ meselesi haline getirildiğinde yaşadığı mağduriyete rağmen çocuk suçlanabiliyor. Toplumun gözünde de ensest, cinsel saldırının ötesinde mağdur ve ailesinin namusunun kirlenmesi olarak algılanıyor. Saldırganlar da olayın açığa çıkmasını önlemek için toplumun namus anlayışı içinde gizlenme yoluna giderek bekâreti bozma, gebe bırakma gibi durumlardan kaçınmaya çalışıyorlar. (Psikolog) “…bir kadın gelmişti bana; herhalde 67 yaşlarında falan… Geldi ve ben odaya alıp da ‘Hoşgeldiniz’ bile diyemeden bana dedi ki ‘Benim dayım öldü, annem öldü, ben artık bunu açıklayabilirim: Benim dayım çocukken beni yıllarca taciz etti ve ben hep bu yükü üstümde taşıdım, ama bunu hiç anlatamadım çünkü bundan üzülecek kişiler hayattaydı. Artık öldüler ve ben bunu anlatmak için size geldim.” Test Yanlış, Kızı Öldüreceğiz! “…DNA testinde ensest ürünü gebeliği vardı, doğum yaptı ve DNA testi sonucu abiden olduğu anlaşıldı. Buna rağmen, ailenin takındığı tavır; ‘Hayır bu test yanlış; biz bu kızı öldüreceğiz…’ Ve o çocuğu biz korumakta çok zorlandık.” Araştırma sırasında aktarılan olaylar ve uzmanların değerlendirmelerinin göstermiş olduğu bir gerçek aile bireylerinin, özellikle de annenin desteğinin ensestin açığa çıkarılıp engellenmesi ve devam eden süreçte çocuğa yardımcı olunması açısından büyük önem taşıdığıdır. Bu nedenle, ebeveynlerin donanımlarını artırmak gerekmektedir. Bu amaçla okullar, halk eğitim merkezleri ve STK’lar yetişkin eğitimi için kullanılabilir. Araştırma ekibinde Ece Koyuncu, Filiz Kardam, Ayşen Ufuk Sezgin, Alanur Çavlin Bozbeyoğlu, Altan Sungur, Hacer Taşçene, Nihan Yolsay, Ömer Akınsoy, D. Zeynep Alpar, Emine Bademci’nin yer aldığı raporun sonuç bölümünde yer alan öneriler ise şöyle: Sonuç: Ensest Ortadan Kaldırılamaz Ama… Çalışmamız, ensestin ne denli büyük ve karmaşık bir sorun olarak karşımızda durduğunu gösteriyor. Aile içi cinsel istismarı tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmasa da istismar karşısında iyi işleyen bir sistem geliştirmek mümkün. Yasalarda ensest tanımının yer aldığı, vakaların çok disiplinli bir yaklaşımla ele alındığı, sosyal destek sistemlerinin güçlü olduğu ülkelerde ensesti ortaya çıkarmak ve ardından gelen süreci mağdurun lehine yönlendirebilmek mümkün olmaktadır. Örneğin Kanada ensestle mücadele sisteminin iyi işlediği ülkelere bir örnektir. Türkiye’de istismar alanında yapılacak çalışmalara yönelik bir sistem geliştirilirken, iyi işleyen uygulamaların örnek alınması ve ülkenin özgün koşullarına göre uyarlanması yararlı olacaktır. Rapor boyunca aktardığımız sorunları ve bu sorunlara yönelik geliştirilen çözüm önerilerini son olarak gözden geçirdiğimizde dört temel nokta Türkiye’de ensest sorununa çözüm geliştirmek açısından önemlidir: Rehber öğretmenlerin eğitimi, Hukuk çalışanlarının farkındalığının artırılması, Ruhsal değerlendirmelerin alanında uzman kişiler tarafından yapılması, Sağlık kuruluşlarında çocuk sağlığı uzmanı, çocuk ruh sağlığı uzmanı, adli tıp uzmanı ve sosyal hizmet uzmanının birlikte çalıştığı çok disiplinli merkezlerin oluşturulması. Bu önceliklerin birlikte ele alındığı pilot il ya da illerdeki uygulamalar cinsel istismar konusunda iyi işleyen bir sistemin Türkiye geneline taşınması için iyi bir başlangıç oluşturabilir. Bu amaçla kamu kurumlarının, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapması yararlı olacaktır. Ancak kurulan sistemin sürdürülebilir olması için mutlaka kamu kurumları tarafından sahiplenilmesi gereklidir. Amacı; ‘Ensest konusunda oldukça az sayıda çalışma bulunan Türkiye’de ensestle mücadele için gereken sistemi ve mevcut uygulamaların aksayan yönlerini anlamaya ve aktarmaya çalışmak. Farklı uzmanların karşılaştığı ensest vakalarının özelliklerinin belirlenmesi ve bu bilginin değişik hizmet alanlarında ensest vakaları ile karşılaşma olasılığı olan profesyoneller ile paylaşımıyla toplumdaki ensest olaylarının erken dönemde tanımlanmasını sağlamaya katkıda bulunmak. Vakalara erken dönemde tanı konulmasına, tedavi ve rehabilitasyon sürecinin daha erken başlamasına katkı sağlamak. Kuruluşların çocukların aile içinde cinsel olarak istismarlarını önlemeye yönelik eylem planı oluşturmasına, uygulamaya geçmesine katkı sağlamak’ olan raporda diğer bir öneri de Alo 183 gibi danışma hatlarının tanıtılması. Alo 183 Hattı İyi Tanıtılmalı Ensest mağdurlarının ve yakınlarının ensesti açığa çıkarmak için güvenebilecekleri ve kolay ulaşabilecekleri yollara ihtiyaç duyulduğuna vurgu yapılan raporda, ALO 183 Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı’nın çok iyi tanıtılması gerektiği belirtiliyor. Aile içi şiddet ve cinsel istismarla mücadele konusunda çalışmaları olan STK’ların tanınması, tanıtılması ve desteklenmesi isteniyor.

Kaynak: http://www.ntvmsnbc.com/id/24977822/ (Erişim Tarihi: 24.06.2009)

Ensest Üstüne

Evet, bazıları için sığınacak yer kalmadı. Hepimizin sakin limanıdır yuvalarımız, öyle değil mi? Ama ya sığındığınız ve en güvende hissettiğiniz yerde başınıza neler gelebilir biliyor musunuz? Erkek çocuklarının, kız kardeşlerini taciz ettiğini bilmesine karşın “vicdani” gerekçelerle bunu polise ya da savcılığa ihbar etmeyen anne hakkında Anayasa’nın 38. maddesindeki “Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda göstermeye zorlanamaz hükmü nedeniyle ceza verilemedi. Ensest dört duvar arasında ve aile içinde yaşanan bir olay. Bu aile içinde yaşanan olayı başkalarının ihbar etme şansı yok, ancak aile bireyleri şikayet edebilir. Aile içinde gizlenmesi nedeniyle, binlerce çocuk ve genç kızın yaşamını karartan bir olay. Ancak halka ensestin, insanı onursuzlaştıran son derece iğrenç bir suç olduğunu, her kim biliyorsa ihbar edilmesi gerektiğini ve cezasının da büyük olduğunu iyice anlatmak zorundayız. Bu yönde halkı bilinçlendirecek eğitim çalışmalarına ağırlık vermenin şart olduğuna inanıyorum. Ensest vakalarını birinci derece aile bireyleri dışındaki akrabalarca da bilinebildiği halde aile şerefinin ötesinde, akrabaların, aşiretlerin, soyun onuru adına sır gibi saklanıyor. Ensesti yaşayan geniş bir aile içinde; “Niçin ensesti gizliyorsunuz” diye sorulduğunda, bir kısmı bunun normal bir vak’a olduğunu belirtmişler ve adeta aile içi cinsel tacizi kanıksadıkları görülmüş.. Bu kişilerden diğer kısmı ise, eğer ensesti aile dışından bir kişi duyarsa o ailenin şerefinin beş paralık olacağı düşüncesini taşıyor ancak bunun bir suç olduğunun ayrımına varamıyorlardı… Ensest vakalarının genelde en canlı tanığı ise maalesef annelerdi. Öyle kadınlar var ki; kocasının dışarıda başka kadınla ilişkisi olmasın diye kocasının öz kızına cinsel taciz ve tecavüzde bulunmasına bilerek göz yumuyor hatta yardım bile ettiği söyleniyor. Kimi ailelerde ise anne; babası ile kızını yakalamış, olayı ortaya çıkarmış ve suç duyurusunda bulunmuştu Ancak oturduğu yöredeki insanlar anneye ve kıza inanmayıp, cinsel suçu inkar eden babaya inanmıştı. Mahkeme suçu ortaya çıkarmasına rağmen anne ile kızı, halkın suçlamasından ve ters gözle bakmalarından dolayı o ilçede barınamamışlar ve İzmir’e taşınmışlar. Bu olaylarda toz kondurulmayan bazen dede, bazen baba, bazen amca, bazen dayı, bazen ağabey oluyor. Yani erkek egemenliği her zaman olduğu gibi baskın çıkıyor. Yine bazı bölgelerde aile içi cinsel suçlar yüzünden – kayınpederlerin özelikle gelinlerine tecavüzleri sonucu- intiharların yaşandığı ya da bu yüzden işlenen cinayetlere intihar süsü verildiği de bir gerçektir. Örnekleri arttırmak olası, her nasılsa nasıl yaşanmışsa aile içi taciz ve tecavüzün tüm çıplaklığıyla açığa çıkarılması, çocuk mağdurların topluma kazandırılması gerekiyor. Türk Ceza Kanunu’nun şu an artık iptal edilmiş olan ”Suçu bildirmeme” başlıklı 278. maddesi şöyleydi: ”(1) İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) İşlenmiş olmakla birlikte, sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması halen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır. (3) Mağdurun onbeş yaşını bitirmemiş bir çocuk, bedensel veya ruhsal bakımdan özürlü olan ya da hamileliği nedeniyle kendisini savunamayacak durumda bulunan kimse olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılır.”

En Çok Hangi Ülkeden Ensest ve Porno Aranıyor İnternet Üzerinden

Biliyor musunuz; dünyadaki internet sitelerinin yarısı porno sitesiymiş. Hem ahlakçıyız, hem de porno düşkünüyüz. Bastırdıkça daha çok cinseliğe hücum ediyoruz demek ki.. Saniyede 30 milyon kişi porno izliyormuş. Peki milletler ne tür porno izliyor veya izlemek istiyor..? Hiç beklemediğin milletlerden, hiç beklemediğin sonuçlar çıkıyor karımıza. Mesela ahlakçı olan muhafazakar kültürlerde eşcinsellik ve ensest pornolar en çok aranan pornolar... Suriye'de en çok aranan porno tanımları, "Arap, Baba-Kız, Abla-Ağabey, Dede-Nine"... Malezya'da, "Tecavüz"... Afganistan'da "Hala, teyze" gibi kelimeler... Romanya'da, "Anne ve Baba" Libya'da "Sarışın gay"... Türkiye'de ise porno sitelerde en çok aranan tanımlar, "Turkish, anne, genç, ters ilişki"... Diğer eşcinsel porno arayan ülkeler ise... Avustralya'da, "Gay ve Lezbiyen"... Ukrayna'da, "Raincoat". Raincoat daha çok eşcinsel içerikli videolar için kullanılan bir tabir... İsveç'te, "Ters ilişki"... Arjantin ve Brezilya'da, Ters ilişki Nijerya'da, "Boşalmak"... Kazakistan'da, "Boşaltan makina"... Porno aramada milliyetçi olan milletler... Japonya'da, "Japon"... Yunanistan'da, "Yunan, Yunanlı amatör, Yunanistan" Rusya'da, "Rus" Fransa'da, "Fransız"... kelimeleri en çok aranan kelimeler... Düz porno arayanlar... Finlandiya'da, "Sex"... ABD'de, MILF. Milf yaygın olarak yetişkin kadınlar için kullanılan bir tabir. İran'da "kadın cinsel organı"... Pornoda başka milletleri arayanlar... Irak'ta, "Arap, Kürt ve Japon"... Belçika'da, "Fransız".. Kanada'da, "Genç Asyalı"... İzlanda'da, "Kızılderili"... Kaliforniya'da, "Asyalı"... ABD'de New Jersey bölgesinde "Hintli"... ABD'de çoğunluğu beyaz olan Mississippi bölgesinde porno sitelerinde en çok aranan kelime "Zenci". Mississippi ABD iç savaşında ırkçılığın merkezi olarak biliniyordu... Çin'de porno sitelerde en çok aranan tanım: "Japon"... İsrail'de, "Arap"...

5 Ağustos 2015 Çarşamba

Ensest Nedir Toplumsal ve Hukuksal Bakımdan Ensest



Ensest (yasaksevi), yakın akrabalar arasında gönüllü ya da gönülsüz cinsel ilişkidir. Çoğu kültürde ensest bir tabudur. Öte yandan ensest yasağı olarak kuramsal bir kategori şeklinde psikanaliz ve antropoloji açısından değerlendirilmektedir

Tanım 
Ensest terimi, birbirleri arasında kan bağı bulunan, çoğu kültürde yasal ya da yasal olmayan kurallarla cinsel birliktelikleri yasaklanmış olan kişilerin cinsel ilişkide olma durumunu ifade eder. Ensest toplumsal alanda yasal olarak evlilik yasağı ile engellenir. Anne-oğul, baba-kız, erkek kardeş-kız kardeş ensest olarak cinsel ilişkinin yasaklandığı en belirgin kişilerdir. Bu tür ilişkiler genellikle yasa tarafından engellenmekte, suç sayılmaktadır. Ancak farklı ülkelerde farklı uygulamaların olduğu, neyin ensest sayılacağı ve yasaklanacağının değiştiği bilinmektedir. Kimi ülkeler belirli ölçüler koyarak buna ceza getirirler, kimi ülkelerde ise çeşitli derecelerden akrabalar arası cinsel ilişkiyi yasaklayan ceza maddeleri yoktur. Ensest, yasal olarak suç sayılmadığı ülkelerde bile tabudur. Freud, ensesti Oedipus döneminde ortaya çıkan bir bozukluk olarak açıklamıştır.

Ensestle ilgili asıl suç unsuru, bir tür aile-içi cinsel istismar olarak gerçekleşmesidir. İlişkinin utancı, beraberinde istismara uğrayan kişinin çaresizlikleriyle birleşince, gizli ve kapalı bir alanda ciddi yıkım ve kişilik bozukluklarına sebep olmaktadır. Ensest ilişki özellikle taraflardan birinin rızasına rağmen, zorla ve baskıyla ya da ödül ve kandırmayla ortaya çıktığında bir istismar konusu olarak görülmektedir. Aile içi, ya da akrabalar arası ilişkilerden yararlanılarak gerçekleştirilen, bir tarafın açık istismarına dayanan cinsel ilişki ensesti kendi bağlamının ötesinde de bir suç durumuna getirmektedir. Çünkü bu durumda ortaya çıkan cinsel istismar durumudur ve ensestin tabusal niteliği bu suçun/istismarın kolay ortaya çıkarılmasını, suçun cezalandırılmasını ve engellenmesini zorlaştırmaktadır. Enseste ilişkin kesin rakamsal veriler yok denecek kadar sınırlıdır. Bunun temel sebebi ensestin toplumda utanç duyulan bir şey olmasıdır, ensest ilişki içinde olan bireyler, bunu her zaman gizleme eğilimindedirler. Bu durum, ensest ilişkideki istismar ve suç durumunu vahimleştirmekte, istismar edilenin bu sözkonusu utanç duygusuyla orantılı olarak istismar durumu sürgit devam edebilmektedir.

Ensest iliskiler genelde psikolojik bir sorun haline gelip yardım istendiğinde ya da yasal uygulamaların devreye girdiği durumlarda ortaya çıkabilmektedir. Bununla birlikte, özellikle kadınların ve çocukların ensest ilişki durumlarında istismar edildiği söylebilir. Kapalı toplumlarda, geniş, büyük ve içiçe yaşanan aile ortamlarında bir istismar olarak ensestin daha gizli ve fakat daha yaygın olduğu ileri sürülmektedir. Ensest istimarı gerçekleştirenin genelde daha büyük ve erkek birey olduğu da belirtilmektedir. Eldeki verilere göre baba-kız ensestinin daha yaygın bir durum olduğu söylenmektedir. Anne-oğul ensesti ise daha derin bir tabu olarak kabul edilmektedir, ortaya çıkması nerdeyse yok gibidir. Bir istismar olarak ensest, istismara uğrayan kişide ciddi psikolojik travmalara sebep olabilmektedir. Özellikle aile içinde çocukların istismar edilmesi bu çocuklarda büyük yıkımlara yol acabilme riski taşımaktadır.

Toplumsal ve hukuksal bağlamda ensest 
Çeşitli ülkelerde farklılıklarla da olsa ensesti suç sayan ve bu nedenle de cezalandırma yönüne giden yasa maddeleri mevcuttur. Hukuk açısından en genel anlamda ensest, birinci ya da ikinci dereceden yakın akrabalarla girilen cinsel ilişki olarak tanımlanmaktadır. Bazı istisnalar vardır: İsveç örneğinde bu tür olaylara bir ceza uygulamadığı bilinmektedir. Türk hukuk sisteminde Medeni Kanunda yakın akrabaların birbirleriyle evlenmelerini yasaklayan maddeler vardır. Ancak bu "evlenme yasağı" dışında, akrabalararası cinsel ilişkileri suç sayan maddeler yoktur. Genelde rıza ile gerçekleştiği varsayılan cinsel ilişkiler suç sayılmamakta ve cezalandırılmamaktadır. Bununla birlikte aile-içi cinsel şiddet olarak bilinen olgu karşısında ne yapılacağı ve yapılması gerektiği önemli bir sorun olarak devam etmektedir. Ensestin tabusal niteliği, aile içi cinsel şiddetin ve istismarın deşifre edilmesinde ve buna karşı önleyici tedbirler alınmasında ciddi bir engel teşkil etmektedir. Bireylerin eğitim ve kültür durumlarına bağlı olarak bu durumlarda takınabilecekleri tavırlar farklılaşmaktadır. Kapalı aile ve akrabalık ilişkilerinde, eğitimin yetersiz olduğu hallerde özellikle sorun daha gizli-kapaklı kalabilmektedir. Türk Tabibler Birliği, kadınların ve özellikle küçük çocukların korunması bakımından, ensest konusunun Türk Ceza Kanununda ayrı bir yasa olarak belirlenmesi gerektiğini ileri sürmektedir.

Psikanaliz kuramında ensest yasağı 
Ensest yasağı, psikanaliz kuramı ve antropoloji de toplumun ve kültürün oluşumunu sağlayan temel yasak ve yasa olarak değerlendirilir. Temel bastırma mekanizmasının kuruluşu, bu ilk yasağın sürecini izler ve bunun sonucunda "ilkel dürtüler"in yerini "kültürel semboller" alır. Sigmund Freudun psikanaliz kuramı ve onun Jacques Lacan tarafından değerlendiriliş biçiminde sözkonusu ensest yasağının bu anlamda ele alınışı sözkonusudur. İlk olarak Totem ve Tabuda Freud antoropolijik bulgulardan yararlanarak sözkonusu ensest yasağı inceler ve bunun toplumsal bağlamını ortaya koymaya çalışır. Lacana gelindiğinde ise toplumun ve bilincin kuruluşunun temel süreçleri açısından psikanaliz kuramının temel yasalarından biri olarak değerlendirilir. Babanın yasası, kendini Ensest yasağı olarak ortaya koyar. Ödipal evrede çocuk bu yasağı tanıyarak Babanın yasasına uyar, İmgesel olan bu süreç boyunca Simgesel olan tarafından bastırılır ve böylece çocuk Kültürel Düzene girmiş olur. Ayna Evresinde annesiyle bütünleşmek arzusunda olan çocuk, bu yasanın tanınmasıyla toplumsal kültürel yaşama dahil olur, doğal güdülerini bastırarak kendi mevcudiyetinin farkına varır. Bilinç-bilinçdışı bölünmesi de bu süreçlerin ürünü olduğu için, sözkonusu yaklaşıma göre, insanın düşünenbir varlık olması da tamamen bu ensest yasağıyla ilintilidir. Bu yasağı benzer bir tarzda ancak başka bir düzlemde kullanılmasıda antropoliji alanında görülür.

Antropolojide ensest yasağı 

Claude Lévi-Straussun, ensest yasağının kültürel temeller açısından yerini incelediği ve değerlendirdiği söylenebilir. Lévi-Straussa göre, kültürler, genelde cinsellik, beslenme gibi doğal güdüsel alanların belirli bir yasa etrafında düzenlenmesiyle ortaya çıkmaktadır. Akrabalık sistemlerinin nasıl ortaya çıktıklarını incelediğinde Strauss, ensest yasağı ile karşılaştığını söyler. Bu anlamda ensest yasağı evrenseldir; yani her kültürde içerimleri değişse de kural olarak karşımıza çıkar. Akrabalık ilişkileri buna göre düzenlenmekte ve şekillenmektedir. Bunu biyolojik temelli bir yasak olmadığını belirtir Strauss, Lacan gibi; çünkü her toplumda farklı şekillerde ortaya çıkmaktadır. Yasak kültüre aittir ve kültürel alanın kuruluşuyla ilişkilidir. Ensest yasağı, farklı kültürlerde farklı içerikler almakla, yani neyin yasaklanacağının sınırları değişmekle birlikte, hemen bütün kültürlerde görülmekte olduğu belirtilir. Bunlara göre, ensest yasağı, farklı içeriklerle ortaya çıksa da, temelde, toplumsal yaşamın ve kültürün kuruluşunun yasasını meydana getirmektedir.

Literatüre baktığımızda ensestin tek ve kesin bir tanıtımını bulmak mümkün değildir. Tanım, disiplinlere göre farklılık gösterir. Hukukun tanımıyla psikolojinin tanımı birbirinden farklıdır.

Gottlieb (1979), sosyal içerikli bir yaklaşımla ensesti, aile üyeleri arasında kanunlar ve normlar ile yasaklanan cinsel ilişki olarak tanımlamaktadır. Claude Levi-Straus, ensest yasaklarını şu şekilde betimlemektedir. "Ensest yasakları toplumsal bir kural oluşturduğundan sosyal ve kültürel bir olgudur. Ancak aynı zamanda iki yönden doğa kanunu olarak da karşımıza çıkar. Birincisi, ensest yasakları evrenseldir. Yani her kültürde ensesti yasaklayan bir kural bulunur. İkincisi, ensest yasakları insanın doğaya ait bir yönüne, yani cinsel yaş***** bir kalıp getirirler. Amerikan Sağlık Eğitim ve Koruma Bölümü'nün 1980'deki tanımına göre, "Aile içi yaşamında ana-baba figürüne, gücüne ve otoritesine sahip kişilerin, çocuğu cinsel anlamda taciz etmesi" olarak kabul edilmiştir. Son çalışmalarda üzerinde ortak kararın oluştuğu ensest tanımında her türlü erotik hareket (sözlü, sözsüz, fiziksel, görsel) veya aile üyeleri arasındaki evli olanlardan başka üyelerin bu şekilde davranışlarına ensest denir.

Cinsel tacizlerin büyük bir çoğunluğu bildirilmeyip gizli kaldığı için, kesin bir oran bildirmek mümkün değildir. (Finkelhor, Hotaling, Lewis&Smith 1990). Russel'a (1984) göre ulusal rapor sistemlerinin olmaması da kesin sayıların bilinmesini engellemektedir. Hem bu sebepten, hem de Türkiye'de yapılan cinsel taciz çalışmaları çok sınırlı sayıda olduğu için ne oranda ensestle karşılaştığımızı kesin olarak söylemek mümkün olamamaktadır.

Cinsel Taciz Yapan

Genel bir çalışmada tacizler, ebeveyn figürünü oluşturan kişiler olarak bulunmuştur (baba, dede, amca, ağabey, dayı) (Finkelhor ve Ark 1990, Saundersi Kilpatrich, Resnick, Hanson&Lipovsky, 1992). Aile içinde meydana gelen tacizin %60'ı öz babalar tarafından gerçekleştiriliyor.

Cinsel tacizin yaşandığı evlerde çoğunlukla fiziksel şiddet ve zorbalık görülmektedir. Tacizci, neredeyse bütün ev halkını, sıklıkla eşini döver, çocukların buna şahit olup ürkmelerini sağlar. Evdeki bu şiddetten çocuklar da paylarını alırlar. Ayrıca cinsel taciz sırasında veya dirençle karşılaşıldığında da sıklıkla fiziksel şiddet, tehdit uyguladıkları bilinmektedir. Tacizler cinsel şiddet uygulayacakları mağduru zorbalıklarıyla sindirir, korkutur, ölümle veya cezayla tehdit ederek iyice savunmasız hale getirirler, bunların hiçbiri olmazsa duygusal olarak baskı uygularlar.

Tacizlerin Yaşı

Cinsel taciz yapanların %40'ını adolesanlar, %60'ını ise yetişkinler oluşturuyor. Türkiye'deki çalışmalarda adolesanlar yetişkinlere göre çok daha küçük oranda görülmektedir. Aşağıdaki olguların yaşları bilinenlerinden sadece %4'ünü adolesanlar oluştururken, %36'sını yetişkinler oluşturmaktaydı.

%4'ü 18 yaşından küçük,
%4'ü 19-39 yaşları arasında,
%32'si 40-69 yaşlarındaydı,
%60'ı bilinmiyor.